Bir ikilidir ağlamak ve gülmek. Ağlamak sanılanın aksine çaresizlik, zayıflık, güçsüzlük demek değildir bence. Gariptir belki. Ama ben ne zaman ağlayan birini görsem içim gerçekten acısa dahi bir miktar sevinirim. Çünkü üzülmeyi becerebilen bir kişi, sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir. Çünkü ağlayabilen bir insan gülmenin o mükemmel kıymetini belki de daha iyi anlayabilir. Bilirim ki ağlayan bir kişinin kalbi nasır tutmamıştır. Yüreği katılaşmamış, duyguları bitmemiştir. Hani derler ya; ‘Kalp ağlamazsa, gözyaşı da akmaz’. İşte böyle bir şey. Sevindiğiniz de, mutluluktan uçacak gibi olduğunuz da nasıl kahkahalar atarsınız ya ! Üzüldüğünüzde de dökülen gözyaşları bir o kadar değerlidir. Sinirli ve kibirli olduğumuzda öfke ve intikam dolacağımıza, kalbimizi nasırlaştıracağımıza, gözlerimizle ağlama olgusu yerine getirmek belki de en iyisidir. Belki hakikati değiştirmez, ama kalbimizin doğru ateşi bularak yumuşamasına vesile olur. Ağlayan bir kişi gördüğünüz de, ona samimi birkaç söz birkaç dokunuş ya da uzatılan bir mendil ona yapılacak en büyük destektir. Bunlar bir türlü sözcük, davranıştan belki de daha önemli daha kıymetlidir.
Bence ağlamak insanın insan olmasını gerektirdiklerinden biridir. Vee. . Ağlamakla gülmek olmazsa olmaz bir ikilidir. Tıpkı evrende bulunan diğer zıtlıklar gibi.