2.16.2013

AĞLAMAK VE GÜLMEK



Bir ikilidir ağlamak ve gülmek. Ağlamak sanılanın aksine çaresizlik, zayıflık, güçsüzlük demek değildir bence. Gariptir belki. Ama ben ne zaman ağlayan birini görsem içim gerçekten acısa dahi bir miktar sevinirim. Çünkü üzülmeyi becerebilen bir kişi, sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir. Çünkü ağlayabilen bir insan gülmenin o mükemmel kıymetini belki de daha iyi anlayabilir. Bilirim ki ağlayan bir kişinin kalbi nasır tutmamıştır. Yüreği katılaşmamış, duyguları bitmemiştir.  Hani derler ya; ‘Kalp ağlamazsa, gözyaşı da akmaz’. İşte böyle bir şey. Sevindiğiniz de, mutluluktan uçacak gibi olduğunuz da nasıl kahkahalar atarsınız ya ! Üzüldüğünüzde de dökülen gözyaşları bir o kadar değerlidir. Sinirli ve kibirli olduğumuzda öfke ve intikam dolacağımıza, kalbimizi nasırlaştıracağımıza, gözlerimizle ağlama olgusu yerine getirmek belki de en iyisidir. Belki hakikati değiştirmez, ama kalbimizin doğru ateşi bularak yumuşamasına vesile olur. Ağlayan bir kişi gördüğünüz de, ona samimi birkaç söz birkaç dokunuş ya da uzatılan bir mendil ona yapılacak en büyük destektir. Bunlar bir türlü sözcük, davranıştan belki de daha önemli daha kıymetlidir.
Bence ağlamak insanın insan olmasını gerektirdiklerinden biridir. Vee. . Ağlamakla gülmek olmazsa olmaz bir ikilidir. Tıpkı evrende bulunan diğer zıtlıklar gibi. 

2.06.2013

Masa Da Masaymış Ha !



Adam yaşama sevinci içinde  
Masaya anahtarlarını koydu  
Bakır kaseye çiçekleri koydu  
Sütünü yumurtasını koydu  
Pencereden gelen ışığı koydu  
Bisiklet sesini çıkrık sesini  
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu  
Adam masaya  
Aklında olup bitenleri koydu  
Ne yapmak istiyordu hayatta   
İşte onu koydu  
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu  
Adam masaya onları da koydu  
Üç kere üç dokuz ederdi  
Adam koydu masaya dokuzu  
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında  
Uzandı masaya sonsuzu koydu  
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür  
Masaya biranın dökülüşünü koydu  
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu  
Tokluğunu açlığını koydu.  
Masa da masaymış ha  
Bana mısın demedi bu kadar yüke  
Bir iki sallandı durdu  
Adam ha babam koyuyordu. 
Edip CANSEVER

Bir Mutsuz Palyaço

“herşey’in” aslında bir “hiç’e” dönüştüğünü hissettiğin zamanlardaki halim bu mutsuz palyaço… Her şeye hiçbir anlam yükleyememenin derin acısı yayılır yüzündeki kıvrımlara…Bildim dediğin şeyler bilinmezlikten daha da yakın değildir aslında. Hep bir kısır döngü; sular yükselince balıklar karıncaları, sular çekilince karıncalar balıkları yer.Hep bir yemece vardır, her yeni doğan güneş ile başlayan güncede. Umutsuzluk, umudun ta en dibinden gelir oysa..Ağlayan gözler ruhlardaki gökkuşağının zarif bir tebessümüdür, çoğu zaman. Düşlerini gerçekleştirdiğin kadar düştün mü yoksa? Üzüldün mü buna mutsuz palyaço? Ama sen üzülmemelisin ki; görevini mi unuttun yoksa? Unutma mutsuz palyaço; “Savaşlar, kimin haklı kimin haksız olduğuna değil, kimin hayatta kalıp kimin öleceğine karar verir,” Şu çivisi çıkmış iş hayatında, günahın koynuna girmeden başarı elde edebilen, kaç kişi oldu ki? Hayat, düşmemek için yürümemeye, düş görmemek için uyumamaya zorluyor insanı, sana ne elin hayallerinden, sen tak sepeti koluna…Kimseyi de fırsatlarının kapkapçısı yapma, uyanık ol… unutma mutsuz palyaço, her mutsuzluk bir mutluluğun başlangıcı, her biten yol yeni bir yolun başlangıcı olur. Yeni bir yol, yada bitiş ürkütmesin seni. Zaten elinden geleni yapmıyor musun, bırak gerisini Yaradan’ına, rahat ol… Bildiğin en kötü şeyin yaralaması emin ol ki, bilmediğin her şeyden yine de çok güzel.Bunları bilip gardını almak, ezilmemek adına uğraşmak ne güzel, dua et de, en kötüsü bile olsa yinede belirsizlik olmasa. Al sana bir mutluluk sebebi daha, yaşamaktan gayri. Yukarıyı (!) yönetmek için yalaka ve dalkavukluk yapmadığın için sevin mesela.. Her ne kadar yüzüne her gün mutluluk maskesi taksan da, kendini satmadın, işini sattın bundan da çok çok mutlu olabilirsin mesela..Bırak onlar debelenip dursunlar, sen yelken aç, umutlu ve güleryüzlü olma ihtimali olan her şeye yelken aç be mutsuz palyaço.. Bile bile lades olmak yada olmamak içinde olduğun oyunun seçimi ise, seçme hakkın olduğunu unutma mutsuz palyaço.. Niye palyaço oldum diye sakın üzülme, zaten herkes palyaço.Hepimizin oynadığı sirk, üstümüzdeki kalın kaftan başka başka. Sen en iyisini oyna…



3D Sokak Boyama Sanatı






Blog Arşivi

Hayatın İçinden