Yazmak, çokça yazmak.
Aklımdan geçenleri değil. Kalbimden geçenleri yazmak. Çünkü aklımdan geçenleri
yazarsam kendime düşman olurum. Çünkü aklımla kalbim birbirine düşman. Kanlı,
bıçaklı. Aklım derki o seni üzüyor. Kalbim derki en saf haliyle seviyorum. Aklım
bir süre susar yaşananlara bak. Evet sen seviyorsun der. Ama seni yıpratıyor,
üzüyor. Kalbim susar derdini anlatamaz. Tek yoldaşı vardır onun. Sevdiği adamın
kalbi. Özler. Kalbini özler. Akılları ne kadar iyi anlaşmasa da kalpler bağlanmıştır
birbirine. Sızlar, acır, eşini özler. Dert
ortağını belki de yoldaşını, cephe arkadaşını.
Sever, bağlanmıştır. Et tırnak olmuşlardır. Ve kalp akılla olan savaşını
her defasında kazanır. Kalbime göre öyle gelin aklıma sorun bide. Yanlış yapıyorsun!
Diye ısrar eder, bağırır. Ama kalp duymaz, umursamaz. Onun doğrusu sevdiği
kalbin yanında olmaktır. Ve mecburen
akılda gelir. Ayaklarım ki aklıma söz vermişti. Hani ona gitmeyecekti? Gidiyor
işte. Adım adım değil koşa koşa ona gidiyor. Kalp özleme, hasrete, dayanamıyor.
Ve yanındayım. Ruhum, kalbim, aklım, fikrim, bedenim. Senin yanındayım. Baksan görürsün,
sussan hissedersin, konuşsan farkıma varırsın. Aklımla kalbimdeki savaşın
galibi. Kalbin, kalbim. Nefesin, nefesim. Ömrün, ömrüm olsun. Ne olursak olalım
savaşın galibi olalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder